Dünya tepesinde uçaklardan ev yapar otururuz.Dizlerimizin yarısı aşağı sarkar.Ayaklarımızı salladığımız yerlerden kayar tüm o yıldızlar.Yarımıza kadar battığımız hayatlardan sadece birkaç yıldız kayması süresince uzak kalabiliriz.veya bir otobüs yolculuğu.Bir sahafın yarım yamalak analiz konuşması.Bir evin içine sinen veda konuşmaları.Kendinden kaçmanın yolunu bulamayıp,başka her türlü yola baş koyanlar nesli oluruz.Zehirli nesiller.Her sene kendine yeni bir hastalık icat eder.Çok yaşlı olanlarımız,kendine yeni teşhiş koyamayacak kadar yorgun..gençler,sağlıklı kalmayı kabullenemeyecek kadar mutsuz.Böyle bir şeyler avuç içlerimize yazılı gibi ama okuması için başka biriyle paylaşamıyoruz gibi bir mutsuzluk.Sanki ne yaparsak yapalım iki olamıyoruz gibi. Ben ki kalkıp Ayşe abladan iki yumurta isteyemeyen.5 çocuğu var nasıl isterim? Ben ki verdiğim umutlardan geri dönütler uman.Verilen şey geri mi alınırmış hiç? Karşılık beklemeyeyim derken,sevdiğim gibi sevilmek isteyen ben.Ama insan bu kadar da çelişmeli midir? Ben ki, ben böyle kendimi ikna ederim her gece.Gökyüzünde yaşadığımıza,ellerimizden fışkıran çaresizliğe rağmen ve hatta o çaresizlik sebebiyle.Bulutlardan geçerken tüm dünya insanlarından alacaklı gibi dağılıyorum.Sanki asılı kalıyorum havada.Baş ağrılarım,yorgunluklarım asılı kalıyor havada.19.yüzyıl sanat eserleri gibi,insanların bana baktığı koca bir salon duvarında durmuş onları izliyorum.Su gibiyim.Sen gibi.Dağılır gibi içim,içimde dağılır gibi her şey. Dağılsın. Sen aklındaki birikintilerle gelmiştin. Herkesin sessizliğini kaldırabilecek kadar gücüm vardı.Ama daldığın kadar uzağa gidemedim. Sen o gün,o masaya,sırtındakilerle gelmiştin.Bir kere daha teklif edemezdim benimle görüşmeni-Sırtına yeni yükler edinmeni-benden ala yük mü var. Herkesin konuşmalarını duymazdan gelebilecek kadar sabrım vardı.Ama senin konuşmamama katlanamazdım. Konuşmadın. Bazı sözler ağızdan çıktığı an bir yemindir. Bazı yeminler bazı insanları parçalarken, bazı insanlar tarafından unutulur. M.
0 Comments
Bir öyküye başlamaktan daha zor.Tamamen anlık bir olay bu.Karşıdan karşıya geçerken otobüsün duraktan kalkması bu.Yetişememek otobüse.
İçimdeki her şeyi yere dökesim var, belki görmek istemezsin ama olsun-gözlerini kapadığında yok olmuyor muyum zaten? Beni anlamanı beklemiyorum ama eğer duyuyor hatta bir mucize dinliyorsan, yaralarını saracak gücüm yok.Geleceğini söylüyorlar her yerde.Başlayamayan öykü fikirlerinde, gidilmemiş sinema salonlarında, bir şehrin arka sokaklarında bir binada, bir yerlerinde koca dünyanın- geleceğini söylüyorlar.Ben bilmem böyle şeyleri.Ama gelirsen, seni iyileştiremeyebilirim.Ben ne zaman her şeyimi henüz varamamış sana adayacak olsam sen yollardan çekiyorsun sanki adımını.Kendine yetemeyen insanlar bir başkasına umut olamaz.Beklediklerini karşılayamam.Aklımda kendime karşı savaşlar açmama sebep oluyorsun.Olduğum şeyden memnun olamıyorum ve kendim için değil senin için kendimi değiştirme planlarına kapılıyorum.Sen nerede dikiyorsan gözlerini soğuk ve karanlık acılara, ben orada senden kilometrelerce uzak ve sana faydasız kalakalıyorum.Söylemene gerek yok, bu bir diyalog değil.Bu seni anladığım ve kendimi sana yasakladığım bir tablo.Sergide kimsenin ilgisini çekmeyen tek eser.Kimse istemez kendisine her kopuşunda göz dolduracak bağlar kuran bir kadını. Seni mutsuz kıran o duyguyu kırmak istiyorum. ama aksine yavaşça bir parçası oluyormuşum gibi hissediyorum. Ben güçsüz biri değilim. Sadece güçlü olmam sende işe yaramıyor. Güçsüz biri değilim ama yüzüme bakmadığın bir rüya bile canımı yakıyor. Korkuyorum,onayla korkularımı.Birlikte direnelim sonra. Ya da Ne saçmalıyorum. Melis. Kendimi birilerinin anlaması için değil de kendimi anlamak için anlatmaya başladığımda büyümüşüm.
Duvarlar da dinlermiş Hatta duvarlar yıkılmadan,gidemeden Bir cuma akşamı tüm deliliğimle içimin acımasına rağmen, kulaklarımı sesimin çaresiz vazgeçişine inandıramıyorum. İnsan en çok tamamen hissizleştiğine inandığında hissedermiş. Neler dağıldı içimizde bin parçaya, tüm dünya cam kırıntılarına ufalandı düştü ve kanattı gelecek planlarımı. Neden aklımda değil sandığım ne varsa her gece içim onlarla dolmuş vaziyette uzanıyorum? Neden düşmeden koştuğumu sandığım yolların ta başından asfaltta dizlerim kanayarak duruyorum? Daha kaç dilde kırılayım ki artık sızlamasın burnum cümlelerin orta yerinde? Kimsenin yok edemeyeceği bir saçmalığı hayatından silip götürürüm yanılgısına düşüyorum. Meğer hayat öyle yazıldığı gibi okunmuyormuş. Bu daha bir şey değil hem, sonra aylar geçecek,sonra her şey geçecek de- ben olduğum gibi kalacağım, yıkıldığım yerden kalkmayı öğrenmemiş. Bugün kendime senin gözlerinle baktım O yolları yarısında düşüp kalmak için gelmeye başlamışsın, artık ne anlamı ne önemi varmış zaman geçtikçe kayboluyormuş gibisin. Ordan bakınca neden laftan anlamayan bir küçük kız çocuğu gibi göründüğümü anlıyorum. Biraz üşüyorum. Sana böyle mutsuz hikayelerle gelmekten çok utandığım için kendimle birlikte camdan aşağı atıyorum hepsini. Çok kötü şeyler oldu, hepsi geçti. Anlatamadım ama parçalandım Anlamadın ama parçalandım ve bana bunu yapma diyemiyorum. Melis E. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|