"Önemli olan, Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış özellikle de Şeytan en güzel melodilerini onunla beslemiştir. Ne bakire anneler ne de sami ırktan gelen peygamberler mucizedir. Mucize Tanrı’nın elini koparıp dünyaya fırlatması ve sonra da ondan geri dönmesini beklemesidir. Ancak elin, önce bir el olduğunu anlaması sonra da Tanrı’ya ait olduğunu fark etmesi gerekir. Mucize, elin ait olduğu bedene dönüşüdür.
Sonunda Tanrı sıkıntıdan patlamıştır. Buna da ‘Big Bang’ denir."
0 Comments
birkac blok otede bir adam yasiyor.adam yazar.yazar olmaniz icin facebookta sizi begenmis olmalarina ihtiyac duymazsiniz, bazen blog acmayi bilmediginiz icin genis kitle bile edinemezsiniz, yazar olmak icin kimsenin sizi anlamasina da ihtiyaciniz olmaz.yazar olmak icin sadece yazmaniz yeterlidir.yazdiklarimi okuduktan sonra kendimi anlamaya basliyorum dedi adam.dun sabah dedi.dun sabah dedigi sozleri dun gece dusundugumde belki de yapmamam gereken seyleri yapiyorum hep dedim.cunku adam hakli.yazarlar kendilerini anlamak icin yazar ama bir baskasina asla anlatamaz.onemleri yoktur.yazilan yazilarda herkes kendini bulur kimse yazanin hangi cumlede saklandigini merak etmez.olan olaylarla bagdastiririz herbir kelimeyi.olmayan anlamlar yukleriz.ayni insan iliskileri gibi.o yuzden dedim iste neden insanlar baska turlu iletisim kuramiyor ki diye.cevap veren de olmadi.icimizdeki boslugu doldurmak icin mi birinin konusmasina ihtiyac duyuyoruz yoksa doluluklarimizi paylasmak icin mi? hayatimda ilk kez igrenc bi umutsuzlugun resmen aklimda buyudugunu hissettim dun sabah.igrenc diyorum cunku herkesin gelecek icin hayal ettigi evlerin tozlu kalmis simdiki hallerine benzetiyorum bunu anlatirken.tek tanimlayis seklim bu.bazi seyler aklimda gri kaliyor.bazilari bordo.baska renkler yok sanki.griler hep kalir bordolar hep gider gibi.o yuzden o evi herkes bir gun alacak gibi.ne bekledigimiz degil neden bekledigimiz falan.cok karisik.kendimle ne zaman konussam baska bir yonumu kesfediyorum.bu yuzden keske kendimi kapatabilseymisim dedim.cunku kendimi kapatsam basit yasasam telaslarim olsa endiselerim olmasa her gun nasilsa rahatim diyebilsem ne bu kadar cok cumle kurardim ne her gece bir yerlerinden tutup bir seyleri anlamaya meraklanirdim. adamin yazilarini yayinlamayi kabul etmeyen yayin evleri.insanlar artik piyasada mutluluk verebilecek seyler bekliyor.adam kalkmis dusuncelerini yazmis, kalkmis nasil mutluyken griye dondugunden bahsetmis adam ordaki sayfalarda herkesin hatta en sigir insanin bile en az bir kez hissettigi o eli ayagi donmuslugu yazmis ve kimse umursamiyor koskoca ulkede.tek dertleri devlet olan, ticaret olan, tek dertleri saglik sigortalarinin kanser hastalarina faydasi olmayisini elestirmek olan insanlar, kalkip adami asagilamis.buyuk dertlerin nereden geldiginden bi'haber herkes.birilerini tanimadan herkesi anlamaya calismislar sanki.en gozde kitaplar askin ne kadar kotu oldugundan ama bir sure sonra mutlu sona ulasabildiginden bahsetmis.devlet adamlari bile okumus o kitaplari.devlet adamlarinin bile kendilerini kandirmaya ihtiyac duydugu yonetimler icin insanlar cok dusunuyor ama tek bir adamin kafasinin ici hakkinda tek kelime yayinlamiyorlar.adam askini kaybedisini yazmis.dramatize etmis.arkada muzik varmis gibi.hani muzik bir sekilde buyulu bi uzuntu verir ya, adam aynen oyle hissetmis mesela kaybederken birini.caresizligiyle tanisirken.ve tum bunlar en gercekleriyle insan olmanin, ustune sahte sahte bir suru seye tercih etmis herkes onu.adami tanimiyorum.adam da beni.ama suratindaki yorgunlugu hissetmem icin uyumadigini bilmeme de adami tanimama da gerek yok.cunku materyalizm de buraya kadar.ulke sinirlari icinde kaliyor.gidenle birlikte gitmiyor maddecilik.fark ediyorsunuz ki bosluklarinizi tek siz doldurabilirsiniz kimseye ihtiyaciniz yok onun icin.ama dolan her seyi paylasmazsaniz patlayacaksiniz.iste yazarlar paylasamayanlar.patlayanlar.ulkenin kuytu koselerinde tek baslarina patlayan muzik adamlari.kelimeler cok onemli onlara.kanunlardan hosnut degiller ama asla yardim etmeyecekler dunyayi barisa goturebilecek kanunu yapmaniza da.kimse kimseyi umursamadiginda herkes saklanacak yer buluyor.yazarlar da kelimelere saklaniyor.kimsenin anlamadigi kelimelere Melis Erdoğan insanlarin en buyuk korkulari orumcek ya da yilan ya da alerjileri yuzunden yiyemedikleri hindistan cevizinin yanlislikla bi cikolata icinden cikmasi.
insanlarin en guzel anlari her dakika yaninda olanlar tarafindan yaratilmis olanlar. vakitleri yok baska seylere, umut etmeye, beklerken ote yandan yasanabilecegine inanmaya. genellikle birbirlerinden cok farklilar. genellikle birbirlerine oyle cok benziyorlar ki tahmin etmek hic de zor degil. ama iclerinden cikiyor bir ozel sirketin muduru olan kadin, babasi araba galerisi birakmis olan adam, universitede yurtdisina cikip para sicarmiscasina her gun baska yerde dolananlar. ben ve benim turum , -cunku bazen cidden biz baska bir turuz- biz ne istedigimizi bile bilmiyoruz insanlari memnun etmeyi nasil basaralim? ben mesela kucuklugumden beri bir seyler olcam diye atip tuttum ama secme zamani geldiginde nutkum mu tutuldu n'olduysa bir anda kactim gittim secim yapmam gereken durumdan. ama ne kacma. oyle evden kacip iki adim otedeki sehre gelmedim. buyuk kactim. kimsenin hayalinin benimkileri etkilemeyecegi bir yere herkesten kactim. ve kacarken oyle guzel seyler benim oldu ki. giderken cok guzel seyler buldum. donme nedenleri. ve kizginim cunku ne zaman uzaksan gerceklere, o zaman daha tatli gorunuyor yaptigin planlar. 'saat 5 te benimle su buyuk beyaz binanin arkasinda bulus' 'geldigimde orda ol' 'her gunumuzu bir sekilde dolduracak hayallerim var ama bilmiyorsun ki onlara gercek olacaklar gozuyle bakamiyorum' 'umursamiyorum ki sadece evet diyorum' ne zaman saac 5teki bulusma gerceklesse once bir heyecan deli gibi ates basiyor sonra bir sekilde bir seyler bozuluyor, belki bir hafta sonra. belki bir hafta once. bizim gibi insanlar ne birbirlerini ne de kendilerini anlayabilir. Melis Erdoğan |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|