A thick, warm distance between me and the rest of the world.
Kelimeler ve kelimeler ve peşi sıra dizilen daha fazlası. Hiçbir anlama gelmeyen sesler çıkarıyor yüzünün köşelerini incelerken gözleri. Kaçırıyor hızla arada bir. Sanki en sivri yerine denk gelmiş, kaçar gibi; bir dudağının hemen üstüne, bir alnındaki yara izine, bir kirpiklerine.. Kaşlarının düşünür kisvesiyle, bulanık geleceğini kaç kez yeniden planladığını çözmeye çalışır gibi cebelleşiyor. Sıkıca atılmış düğümleri birkaç sene öncenin. O kapı açılmadan çözülmeyecek düğümler.Yeterince vakti olmayan düğümler. ve ben içeri girmeden süpürmeye vakit yok her şeyi halı altına. Çok mu temiz tüm kitap araları? Çok mu hafif hatıralar ceplerinden asfalt yere sızan? Kendilerine özene bezene tercih ettikleri duvarlar bir bende mi eğreti? Kafamda çok fazla düşünce rehbersiz kaldığında yeşermiyor kafamın içerisindeki dünya. Devam ediyor hala konuşmaya, susmamaya, soluklanmamaya. Ne yapacağını çok iyi biliyormuş gibi devam ediyor her gün adım attığı aynı vakit kayıplarına. Zaman tarafından çizilir, zamanla kıvranır, zamana yenilir ama zamanı çizemez kendi elleriyle insan. Harcadığın vakitlerin içini boşalttığını anladığı an karşısında suretine uzunca bakarak yanlışla doğru öğüdü verebileceği biri olmayacak. Kapı arkasında eski bir çalı süpürgesi duruyor. Tüm konuşma boyunca dinler gibi yapıp gözlerimi alamadığım ve acaba nereden geldi diye düşünüp durduğum bu eşya gibi işittiğim şeyleri bir yerlerinden yakalayıp benimle olan ilişkilerini anlamaya çalışıyorum. Ama yok. Hiçbir şey ilişik değil bana. Beyazlardan siyahları ayıklar gibi geçmişi gelecekten çıkarmaya çalışırken parmaklarımda kalan kırmızılıklar. Asla bu ana ait tam sayı bir sonuç bulamamak. Pencere kenarında oturup dışarıda dönen tüm dünyayı anlamaya çalışırken bana söylenen onlarca şeyi anlamlandıramıyorum. Tek işittiğim kendi kafa karışıklığımın dilinden anlayan başka bir kargaşaya ihtiyacı. Bir deniz benim içimde yüzenlerin keyfince bir dalgalanıp bir duruluyor. Bunu ben kime nasıl anlatabilirim? Melis Erdoğan “I think perfection is ugly. Somewhere in the things humans make, I want to see scars, failure, disorder, distortion.” Yohji Yamamoto
1 Comment
|
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|