Üzerimde ağırlaşır gibi sırtlandığım bu 'her şey'. Ve hep yeniden kendime bir yol bulmalarım. En az arkamda kalanı göremeyeceğim kadar ilerleyince dönüp geriye bakarım. O duvarların önünden geçerken hala taze olan anılarım. Şimdi gökyüzü şehir silüetiyle nerde birleşiyorsa, tam orada sırtımdan atıveriyorum hepsini. Yola böyle devam ederim bu kez de diyorum; bu kez yola kendimsiz çıkmak. Elleri çaba, elleri tütün bir çocuk. Üstüne giydirilmiş yırtık dökük kıyafetleri esaret sanıyor. Sanrı her zaman elleri kolları bağladı ve her zaman kelimeleri sessiz bırakıp uzun kaybedişlere zorladı. Yapma çocuk Gece kabusundan sızlayarak uyandığını duydum ben. Mutluluk ile karıştırma ifadesiz yüz hatlarını. Solundan geçip başın yukarda yanına iliştiğin bir tarih bile sonunda iki satır kelam oluyor, sakınma cümlelerini. Gözlerinden hiddetle akla yer etmiş gidişler okunuyor. Ağrını görmeyip iki saniyelik yalan 'iyisin sen' ler kurabilen dudaklara çok kanma. Kış geliyor sakın açıkta bırakma düşlerini çocuk. Arta kalan ne varsa tutun ömrün kadar. Belki denk gelir de, belki aklından çıkmayan o misafir anılara bir ara sahip olursun. Aylar önce bugün ne yaptığını hatırlarken aylar sonrasının tahminlerinde çok yanılmışsın, görüyorsun. Musibet nasihatleri yeniyor. Yüzüne çarpmadıkça ne kadar ağır tokatların elini tutmaya kalktığını anlamıyorsun. Farkına var, kendine gel, bir bir dök avuçlarından kayan yıldızları. Dilek zannedip tuttuklarını bırak, ve artık bu vakitler denize kıyı masaları aklından çıkarma vakti. Kimsenin olmadığı o yerlerde sen zaten var olan iki kişiden fazlasını düşlemezdin, bundan bile pişman olamıyor ve özlediklerine yetişmek için bir santim koşamıyorsun. Eteklerin ayaklarına bağ oluyor bak kafanı yere eğip. Tam yoluna girdi dediğin düzlüklerde karşına dönemeçler çıkıyor, bu hep böyle gidebilir. Zaten sen de gerçeğe bağlı kalarak kalbinin kırgınlığını görmezden gelemezsin. Yalanların kıymetini bilmek lazım ki kendine söylediğinde inanacak yüzün olsun. Böyle zamanlarda aklına uğrayan her yalana sıkı sıkıya sarıl çocuk, en iyi bildiğin bu, bak geçen gece 3'e kadar çalıştın-şu ellerindeki kesiklere sor elektrik faturalarını, gerçekleri siktir et çocuk gerçekler karın doyurmuyor, ,'geçici idi, yalandı, biterdi ve bitti, unut' tekrarladıkça gerçekliğine gölge düşürüyor yalanların ve hiçbir tarafı yanlış değil bunu yapmanın, sen de inkar edilmiştin- sıra senin M.E
0 Comments
SC-https://soundcloud.com/nonversation/simdi
Hikaye dinliyorum, önümde okunmamış kitaplar açık.Artık seçemediğim yüz hatları mutfak camının tül perdesine düşüyor.Tanıdık bir şeyler var yokluğunda.Yine bu tanınmışlıkla başladı zaten. Sokaklar şehir merkezine paralel uzanıyor. İnanıyorum kulağıma fısıldadığı her şeye. ve inandırıcılığına rağmen, kendi inancı yitik bir kalbin göğüs kafesinde kuş çırpınır gibi atmasına aşık oluyorum.Çırpınışını kriz sanıyor, hastalık sanıyor ve telaş ediyor.Dudaklarım her aralandığında "bak bu tren tek seferli ve yalnızca bir yöne gidiyor, binelim bu duraktan".Kelimelerim çaresizliğe ve çocukça ısrarım sonunda eskisi gibi huzursuzluk olan kaçak göçek uykulara dönüyor. Bu geçen zaman değil, içimiz geçiyor. Aldanma mevsime, dışarda iğdeler sessizce kızarmış ama içimde çorak bir fırtına kopmamak için sızlanıyor.Çatlamış ellerimden artık güzel bulduğu bir ben değil, görse çirkinliğinden korkacağı bir kadın örseleniyor. Bileniyor muyum olan bitene ve olanlar neden hiç bitmiş gibi hissettirmiyor? Yüksek sesle dinle o şarkıyı çünkü bir daha karşına çıkana dek hep kaçınacaksın işitmekten. Ne zor yüzlerine baka baka inkara meyletmiş gün aşırı başlangıçlar zorlamak Gece köşeleri döndüğün sokaklarda karşına dikilen her adamın koca gölgesine dikkat kesilip ağlayarak ev' e koşmak İçine tam sığmadığın hayatının eşiğinde oturmuş yolların artık getirmekten vazgeçtiği birini beklemek yalandı bu dolandı bir bir yıkıldı yargılar bir biz kaldık ayakta. Bu sen iktidarı, ben direnişlerini öldürüyor. Onca duvar yıkıldı da hiç işitmedin, bir kez de bunun şerefine-- elleri yanaklarının üstüne durmuş, beklenti içinde pencere pervazına kitli bir çift göz, bu şehirde bile unutmuyor, hatırlıyorum. Ama ne demek olduğunu kapına koşarken düştüğüm kaldırım kenarlarına, üflerken geçer sandığım diz kapağı yaralarıma, herkesi sonunda haklı çıkarttığın birkaç keyif ay'ına, karşında dikilirken orda olduğumu bile bilmediğin bazı günlere sor. Belki dile gelir cevap verirler ve belki bu kez her şeyi anladığın vakit, zararın bir yerinden dönebileceğimiz bir vakittir. M.E https://soundcloud.com/nonversation/yesil
Size yeni bir ev mahallesinin gündelik sesleri arka planımda geldim.Böyle şeyler. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|