İsmin ne? Neler yaptın dün gece?
Hiçbir şeyle meşgul olmazken yine fırsat tükendi dolu bir gün geçirmeye Ama bu doluluğun meşguliyetle pek bir alakası yok Bazı günler, diğerlerinin beklentisi içerisinde geçip duruyor yani İsmini bile telafuz etmeyen insanlarlayken geçmekte zorlandı mı gece? Merakla sorulan soruların asıl cevapları fazla uzun, aslolmayanların değersizliğiyle ise yersiz saygısızlıklar ediyorsun kendine Sana düşenden fazlasını alabileceğin ve aldıkça kendinden kaybedebileceğin bir zaman bu Ödünç aldığın, dekoratif hislere yönelmeden getirebiliyorsun mesailerin sonunu Sıkıntıdan tel tel acıyan saçlarına güneş değen kadınsın, doyurulmamış bir devrim sabahına Bu hali bitkin olan demokrasiler mi, gittiği yönü ileri sanan yufka yürekli takipçileri mi? Bi sokağın sonundan parka dönerken içinde büyüyor rahatsızlık veren hislerin hepsi Ama parmak uçların hala acıyor dalgınlıkla tuttuğun o fırın tepsilerini Her eve dönüşünde başka bir anlam yükleniyor ve doğuruyorsun günleri Ama sen değil, en çok nasırlaşmış parmaklar senelerce bileyip kuşanıyor kelimelerini senin hala kağıt kesiklerinden sızlar yaraların ve batsa da kesmez cümlelerin Tekerrürün kısırlığı kadar önemliymiş meğer bu tarih denen şeyin beşeriliği Kendi eline küskünlük bile bir suç atfediyor dengeyi kendinde göremeyen omzuna İçinde dikildiği anları bir ekrana yazıp çizerken kaçırdığı esas anılardan habersizlerle öyle olmamış gibi yaparken pek zahmetsiz edindiği çok sesli kimliğinden olanlar bu doluluğun, çirkinliklere rağmen güzelliği seçme gereği olduğunu nasıl olur da anlar? Kahverengi mutfak tezgahı hepsini işitti bunların ama akşam yemeğine kadar yine uçtu söz Atmosfere hayali hüzünler karalama sevdasından yorgun artık bu civarlarda tüm hisler Dokunmadan ulaşabildiğin şeylerin ardından açılan boşluklar dolarsa söyle Günün hangi saatinde olursa olsun kendine haksızlık etmeyi bırakmak istediğinde dışarıdakilerin ağırlığından kaçmak değil, içindekilerin hafifliğini görebil diye, Hem biraz kıskanıyor hem de biraz eleştiriyoruz etraftaki her şeyi sürekli- -rotası olmayan yollarda zikzaklar çizerek yürüyen herkesi Ama senin hiç alakan yok bir düzenle ya da istikrarla Nasıl gidiyor olursan ol, gittiğin yerde kök salıyorsun o toprağa Gece kim ya da kiminle olduğun konusundan ziyade evi nasıl inşa ettiğin önemli, olduğun yere düşünce Melis Erdogan
0 Comments
|
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|