Ben bir bütünün parçalarından değilim.
Olamadım sanırım veya olmak ilgimi çekmedi. Kendimi dışardan o bütünü izlerken görüp durdum ama hiç yer edinesim gelmedi. Koparsam iz kalır,yerim dolarsa can sıkıntısı olur dedim galiba. veya, bunları demedim ama şuanda hareketlerime bahaneler üretiyorum. Bilmiyorum.Zaten bilesim de gelmiyor. Şuan sadece bu sarı duvarları olan bomboş odada durup dünyanın her yerini görebiliyormuş gibi davranmak istiyorum. Sanki Jyväskylä'da göğe bakıp kendime en güzel yıldızı seçer gibi, Monza'nın en eski saat kulesinden başlayarak yolumu bulmaya çalışır gibi, Burda her kimsem,başka yerde daha özgürce ve sonsuza kadar o kişi olabilirmişim gibi davranmak istiyorum. Yalan dolandan ve imalardan başımın ağrımayacağı ufak hayatlar kurmam lazım kendime. Elimi attığım işlerin bir kere olsun mükemmele yakın olabileceği, Ağlamaklı şeylerin sadece filmlerde olduğu, Korkmadan sevebildiğim ufak hayatlar. Başka kimsenin suratının içinde olmadığı aptal saptal hayallerimle bu odada saatlerce kalabilirim. Ama kalmayacağım. Gerçek hayat,bu odanın dışına çıktığım yerde başlayacak çünkü,biliyorum. Gerçek hayatta insanlar var,değişen,giden,gelen,kandıran,bencil,umursamaz insanlar. Hastalıklar var. Hayal kırıklıkları ve zamanın iyileştiremediği çok fazla yara var. Susmuş adamların mimiklerinde katılaşmış acılar. Gerçek hayatta tanımadığın bir koku omzuna yaslanır yabancı bir dilde.Samimiyetle şekillenmiş o bedenin,gözlerine görünüş şekline hayran kalırsın. Bir anlıktır her şey.Bir anda ait olur bir anda vaz geçersin.Hayran kaldığın adamlar kalbini kırar,gün sonunda önemsizleşirler. İşte bu kadar gerçek bir hayatta, "gibi davranmak" lükstür. Ne oluyor bilmeden yaşar dururuz, yarın ölürüz, bugün ölürüz. Kimseye asla güvenmemek gerektiğini bilerek. M.
0 Comments
Ben paramparçayım.
Kırıldığım yerlerden ellerine batar,kanatırım. Darmadağınım. Bana ayıracağın pazar günü sabahlarınla toparlayamazsın rezilliğimi. Gardrobuna sığamaz benim kırıntılarım. Kanamayı göze alamayacak kadar yorgunsun, ama hayat biraz bundan ibaret. Birlikte ölmeye vaktin yoksa sen çek git artık. Köşemde yalnız başıma seni beklerken incinir benim kırılamamış ufak tefek parçalarım. Yük olmak istemem, sırtlan derdini tasanı,bana da dürüst ol öyle git. Çünkü zaten gideceksin,değil mi? Gelmeden evvel planladın bu gidişi. Kapıdan girmeden biliyordun merdivenle inecektin o 4 katı geri. Çıkmaya çok zahmet etmediğin, oldukça geç geldiğin onca yolu, bir çırpıda inecek ve başka kırıkları birleştirecektin. Çünkü her zaman daha iyisi vardır. Hele benden. Benden daha iyisi her yerde var. Dedim sana,paramparçayım ben. Kendimi bildim bilelim ölüyorum. Aynı anda ölemeyeceksek sen daha fazla zaman kaybetme buralarda. Gelirken karşılaştığın başka umutlar vardır,dene,dene,dene,yanıl ve sonunda ben de sadece bir çizik olayım. Bu benim çaresizliğim falan değil. Bu benim karanlığım değil. Bu benim suçum da değil. Nedenini bilmediğim bir şekilde,ulu orta sevilemedim asla. ve sevemedim. ben sevemeden git gideceksen. Bu gider gibi kalan hallerin hayra alamet değil. Anneannemin dediği gibi, suratına bir hissizlik takınmış sana duygusu olan herkesi hiçe sayıyorsun. Anneannem aşık bir kadın. Belki ben de olurum. Ben olursam,hep olurum,sen gitmeye meyilliysen şimdiden bas kırıklarıma da öyle git. Kendimi daha fazla kaybederim diye korkuyorum. Bu kez annem bile bulamaz. M. Can You Feel Me Now?_ Biri söz verirken ya da ilerisi için plan yaparken,muhatabından ziyade kendisine bakabilsin isterim.
Kendi gözünün içine. Kendinden habersizsin, başkasına vaz geçilmez oluyor, sessizce veda edip sessizce dönüyorsun ama karşındaki bi'haber. En azından başından belli olan her şeyden uzak durulsun. Bütün olası yıkımlar,en aza indirgensin. Yatmadan önce güzel kararlar alalım, ve gece ile sabah arasındaki o uzun mesafe boyunca istikrarlı davranalım. Çok mu? Yoksa az mı? İnsan insandan sıkılır, bıkar mı? Geçmişi ne ile kabulleniyorsak geleceğe onunla ikna oluyoruz. Başladığımız yerlerden bitiyoruz. Mutsuzluktan değil, gerçekçilikten bu olan biten. Mutluluğumuzun bir yere kaçtığı yok. Ağlarken de mutluyuz. Mutsuzken yalnız olmamak esas olan. Hissettiklerimize tutunabilecek kadar güçlü değilsek olduğumuz yerde durmaktan başka bir mutluluk sergileyemeyiz. -ki bu da bir mutluluktur-kendi içinde ağlayan,kayıp ve ziyan bir mutluluk. M. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|