Ellerindeki titremeye karşı kulağındaki müziğe,
Aklındakileri tek tek gidişatla değiştirmeye; Mevcut gerçeklik içinde muhtemeli bekleyişlere, Kendini çevreleyen tüm hikayelere bi karşılık vermeye alışmış gibi Çok zaman geçmiş, hiç hali kalmamış, heves de son nefesle tükenmiş gibi Hem üstünde hakimiyet kurdukların, hem de adımına tereddüt filizlendirdiklerin, Hem turuncu bir fihrist geçmişin, kendi ellerinle kaybettiğin, Hem netçe seçemediğin, silinik o anların kalp kırıklarından büyüdün. Kiremit binaların çatlaklarına sızdı çocukluğun. Çakıl taşlı bi yolda, koşu yarışında üçüncü gelmiş olgunluğun. Hem yerli yerindesin, hem de kenarlarından taşıyorsun oturduğun masaların. Çağlayan olsan eğreti durmaz da, kendin olunca sağlam basmıyor adımların. Ne çok anladın, ne çok paylaştın ve çoğaldın. Bir şekle bürünmekle kalamayıp, hissettiğin tüm renklere boyandın. Akan zamanla, yatağına ilerleyen dalgalarınla, yoluna bakarken yoluna kattıklarınla, Daha fazlasını kast ettiklerini bildiğin için saatlerce dinlediğin adamlarla, Başka şeylerin arkasına gizlenen, kendi çıplaklığına tahammülsüz kadınlarla, Bir kadeh kırmızının, geceyi laciverte döndüren o dingin huzuruyla, Parmak uçlarında, hafifçe koşarak çıkıp giden yılların uzaklığına da aşinasın. İsimlerini hiç hatırlamadığın insanların merhabalarıyla, Yüzlerini ezbere bildiklerinin vedalarında kendine bir hayat yazdın. Hem çizmeye, hem de söylemeye var olan nefesin kesilmesin. Bir öteye, bir beriye giden hayatın bi anlık kıskançlığına takılıp teklemesin. Birkaç notanın gözlerinin önünden kulağına dans edişine, Gülümse, bir çığlığa kahkaha olabilmiş günlerinin bolluğuna, Şeffaf dumanların süzülürken hikayeye devrilen ağırlıklarına, Eldekine iktifa etmemeye ve daha fazlasına meyillenebilmeye, Bir kaburganın sebep olduğu kadını yutkunurken zorlanan Adem’e, Soyları tükenmiş duyguların bir gece yeniden yeşerebilmesi için yakılmış bir ağıt gibi Her nasıl istiyorsan öyle, Var olurken yok etmeden uykuya dal işte. Bir sabah uyandığında kendin de olabilmişsen; Göçünden cayıp karar verebilirsin hep düşlediğin yerleşikliğe. Melis Erdogan
0 Comments
|
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|