Bunu da seslendirdim ben.
"I want to sleep all day and night (i.e., not live but not quite die)" Bir gece öyle öl ki Gözlerin daha önce hiç böyle canlı duramasın. Bana kalırsa aşığım Sana kalırsa bilmiyorum Adını anmasam vallahi kavga çıkarırım,olmaz Hayır, her canım çektiğinde ulaşamam ki sana,olmaz Orada burada tasvirlere doyamadığım sadece birkaç günün hafızaya sinen kokusu Bak ben her zaman nokta bile kullanamam başlayamam büyük harfle,başlamam gereken yerde, Kelimeleri de üzmeye gerek yok Kelimelerin sessizce silinişi alışkanlık olmuş senle ben arasında Ama bir gün bak bir gün diyorum ellerine sıcaklık olacağım Gözlerimden ayıramayacaksın gözlerini Biraz daha fazla bakabilmek için günlük temizliğini yapmayacaksın Çay koymayacak,işe gitmeye meyillenmeyeceksin Başka kime duyuyorsan bu sana duyduğum sevgiyi, bir gün bana geç kalmış olduğunu fark edeceksin. Ben pembe değilim, ben karanlık dünyanın elektrik kesintisiyim kafanı kucağıma koyduğunda etrafını güzelliklerle saramam. Ama sarılırım sana. Mümkün olan her yolla. Hatta mümkün olmadığına inansan da. Bir gece birden başla nefes almaya. Öldüğün gibi devam et yaşamaya. İn manavdan 3 lira 75 kuruşluk patates al. Dikkat et,istediğin kadar versinler İstediğini tartıda seçemeyen adamın sonu aç gözlülüktür,bilirsin Bizim basit ölçeklerimize yenilmeden, kimseye haber etmeden iç çek,içine çek dünyayı Ben nasıl her gece sana çekilir gibi bırakıyorsam kendi kalbimi masamın üstüne, sen de alarm kurup komodine iliştirir gibi, sakin ve usulca hisset beni orada, bir yerde, zor,keşke hep istediğim kadar yanında durabilsem Böyle geç bulmamış olsak birbirimizi,böyle çok zaman ve insan sokmamış olsak aramıza ama sen sabah istediğin saatte kalkabildiğinde bana inan, hissedeceksin aslında tenine değmeyecek kadar uzakta olan ellerimi. Tutun. Bu hisse,ihtimale,aramızda bahsi dahi geçmemiş bu garipliğe -ki ben de tuttuğun yerden dahil olabileyim. Bıktım ve içim acıdı bu sokağa yayılmış huzursuzluklardan Herkes belki birini bulurum diye çok güzel görünmek istiyor artık birine çok güzel görünmek değil- kirli sakallar,mavi olmayan mavi gözler,dövmeler... bakışları yan masadaki kızı sosyal ağlardan bulmaya çalışan gençler arayışta olup da kendini bulamayanlar Bir kere yıkıldım da ikinciyi kaldıramam. Huzursuzluk sana da bulaşırsa, -ve üstelik birkaç sokak uzağında oturuyorsun tüm bu yapmacıklığın- susmaya devam etmeliyim işte bunlardan. Ben edebiyattan da yoruldum işin doğrusu, içime daha bi kazıyor durup dururken seni kalkıp buna şiir bana şair dersen hakaret etmiş olursun çünkü birkaç saat geçecek ve ben bile anımsamayacağım ne dediğimi. ayrıca kimse sarhoş olmasın artık gecelerin kurtarılacak bir yanı kalmadı Hem işçiler şiir nedir bilmiyor mesai saatleri dışında ne yazabileceklerini öğrenmemişler yemek ardından yakılacak sigara bekleniyor Bazı anneler anne olmakla çok meşgul, bazı anneler de şairlere gerçek insan dememiş. Sen şimdi ellerine ve yüzüne yazdığım birkaç satıra şiir dersen ben toplumda anlaşılmaz biri olurum Suratın hep düşük. Seni mutlu edemiyor muyum? Belki de uzaktayken mutlu ederim ihtimali ile 2 uçak bileti aldım kendime. Yakında gidiyorum. Yakınından gidiyorum. E sen de kal demezsin. Zaten. Melis.
0 Comments
"Birkaç adım sonra, sessizleşirdik. Yok, utanmazdık birbirimizden, birbirimize sığınırdık."
Behçet Çelik Bir yerde sızmış kalmışım Öylece bakakalmışım hayretler içinde Bu yemyeşil ve asfalt dolu orman ellerime bulaşıyor Yattığım yerler arasından en güzelini seçiyor ve bir daha orada olamamak üzere uykuya dalıyorum Tam değil. Tam dalamam. Saçlarını uzatmışsın pencerenden aşağı Yıllar uzatmış saçlarını Belli ki o gece ellerin yıldızlara değmiş, belli ki bana dokunamayışına denk gelmiş uzay boşluğuna bulanışın Hiç biter mi sandın günler? ve gider mi sandın bu saatler Ben hala aynı günlerin devamını yaşıyorum 24 saat benim için bir mecburiyet, alkol,benim için bir mecburiyet. Bir saat sonra öleceğimi biliyormuşum, ne yazık ki bunu benden başka kimse bilmiyormuş Laf arasında tekrar etmiş olabilirim ama eminim benim cümlelerimden daha önemli şeyler aklında dolanıyordu Hep öyle olurmuş. Hep böyle sonlar yazılmış varolmayan kalemlerle,varolmayan günlerimize. Bir şişe şarapla bir gökkuşağı dökülürmüş gökyüzünden, sen hala aradığını bulamayan, bense aradığına bakmaya kıyamayan, bense aradığının yanında olduğunu itiraf edemeyen. Bizi anlamıyorlar di mi sonunda? Bizi ne başında anlıyorlar ne de sonunda. Ben bu dünyayı dün gece uykumda sana, ama benimle yaşa ve sadece bana ait ol diye değil, istediğin zaman üzerime basarak ayağa kalkabil diye armağan etmişim. Uyurken nasıl armağan edebilmişim? Hiç huyum değildir böyle yeni icatlar. Hayıflanmalara,ağlamalara,en çıkmaz sokaklara uğramadan edemiyormuşum. Ben.Sen. Mutlu edersem seni,benle kal.Edemiyorsam git.Ama yavaş değil.Birden.Sanki ölür gibi. Sanki annen az önce saçlarını kestirmiş gibi. Ben burdayım. Ben burda değilim,gider dururum ama mutlu ediyorsam bilmemi sağla ki ellerimi de dünyayı da sana armağan edebileyim. Yarın bizim sokakta etkinlik varmış diyorlar.Sokaklarımız da birbirine çok uzak. Ama arabalar,uçaklar,bisiklet ve trenler var.Sen yoksun Önemli olan ihtimaller mi yoksa gerçekten olabilecek şeyler mi? Bir sergi.Küçük çocukların çizip boyadığı şeyleri sergileyeceklermiş. Ben de severmişim böyle şeyleri-arkadaşlarımla gitmeliymişim sonra da belki 3.sokaktaki bara geçer boş boş bira içermişiz. Seni içer gibi. Sen başka bir yerde,başka biri olmaya heves ederken. Biraz böyle fiyakalı giyinsem belki şimdi deli gibi merak ettiğim sevgini verirmişsin. Ben giyinmeyi bilmiyormuşum. Yoksa aslında aynalar çok güzelmiş. Sana kalkıp gelsem şimdi Belki de istemiyorsun Bak bu ihtimal kapkaranlık Belki de seyir halindesin, bensiz kalarak haklısın benle uyumak aklına bile gelmiyor aklıma düşmüşsün Düş-müşsün Çok uzun süre tarıyormuşum saçlarımı,kırarmışım,uzamazlarmış,bir de kabarırmış da kimse beğenmezmiş. Kafanı koyduğunda kafama, yumuşak hisset diye yapıyorum ama. ve ama, önemli değil bunları açıklamak. Önemi kalmamış artık itirafların. ve ben de itiraf etmeyeceğim zaten sana. Yalan söyledim. Unutacak,silinip gitmesine,imkansıza yer bırakmasına izin vereceğim. Tüm hayatından daha çok sevdiğin bir insanın senden toparlanıp gidişini izledin mi? Daha geçenlerde gösterime girmiş ıssız bir sinema salonunda. İzlememiş kimse. Zor. Fiziksel bir bavul toplama hali değil,umursamaz bir elveda bu gidişin adı.Bunu anlarsın,bunu en salağımız bile anlarmış. Hem de o bakışlarını bile bana değer bulamayışın. Sevgini gösterirkenki isteksizliğin. Sanki bana duyduğun bir minnet varmış ve sanki sandığın kadar önemli değilmişim. Ben uzun zamandır kendime sus diyorum,sessiz ol Böyle bir şey yoktur bu anca trajı komik bir dizi olur. Sus ki gerçek olmasın. Olmuş. Daha ne olsun. Ben gidiyorum Dur, kalkma Ben kendim giderim Aramana da gerek yok, istediğim yere varmayacağım Sonunda yüzleşmiş olduğum duygularıma kızgınım Çarşafın kırışmış İnsan nelere alışmıyor ki Sen de böyle hiç et beni,alışırım. Annem öyle der, alışırmış insan. Melis. Fotoğraflardaki kadın böyle değildi.Karşımdaki haliyle,ellerini titreten kızgınlığına kapılıp yanaklarının kızarışına aldırmadan bağırıp çağıran biri değildi.O sabah ilk kez,tüm çocukluğum boyunca yanımda olan kadınla tanıştım.ve o sabahtan sonraki her sabah o'nun farklı versiyonlarıyla.Bazen sigarayı çok içer,bazen hiç içmez,bazen et yemekten nefret eder,bazen dans etmeye bayılır,bazen sarıdır saçları,bazen kısa,bazen Ada olur ismi,bazen Irmak,bazen Beste...Bir kadından sonrası artık çok kadın olur.İki,üç diye sayamazsın.Saymaya başladığın yerde duran kim ise,o kalır hep aklında.Sayı doğruları eksilere gidemez yani.Sıfırdan da başlayamaz.
Bir.Birden başlar,birden yok oluruz.Anlık etkenler yüzünden insanlarla hep baştan tanışırız.Ya aynı kişiyi birçok kez tanımak haline aşık oluruz ya da farklı birçok kişiyle tanışmaya.ve bunun hiçbir kötü yanı yok-iyi yanı yok.Bunun hiçbir doğrusu,yanlışı yok.Bunun zaten o kadınla ilgisi de yok.Benimle ilgisi var bunun.Şöyle tüm geçmişimi arkama bırakıp bir güzel yaslanırsam koltuğa,sonra önüme ama sadece öne doğru bakabilirsem,belki üzerimden atarım 35 yılın yaşlılığını.Ya da 3 yaşının bu enerjik hayal kırıklığını.Belki.Bilmiyorum, neyse.Ben bilmem gereken zamanlarda bilmiyorum bir şeyleri.Sonradan öğreniyorum hep.Öyle olduğundan emin olduğum ne varsa öyle çıkmadı hiç.Yüz hatlarında gizlediği ufak kız çocuğunu adım gibi biliyordum oysa-bilememişim.Kadın gitti.Hep gider.Her zaman bir insan olmayabilir bu kadın.Her zaman aşk olmayabilir.Bazen bir hayal olur.İş kurma hayali.Bazen pişmanlık olur.İstediğin şeyi yapamamış olma pişmanlığı.İyi ya da kötü,her şey kadındır.Her şey aşktır.Ama her şey aşık bir kadın ve aşık bir adam olamaz.Hayallerine dokunamaz,kokularını ezberleyemezsin.Fotoğraflar silinir,insanlar değişir,sevgi çeşitlenir,zaman değişir,-de sen bi türlü değişemezsin.Eski okulunun bahçesine yakın tarafından yürürsün yolun.Artık hiçbir şey okul içine hapsolduğumuzda hissettiğimiz özgürlüğü hissettiremez.Artık gerçekler vardır asfaltların yamalarında.Yerlerin dibinde,ağaçların en tepesinde.'Ertesi gün görüşürüz' diye kurulan cümlelerdeki ertesi günlere duyulan özlem vardır.İhtimaller vardır, güzel şeylerdir de ama bu ihtimallerin oldukça kötü versiyonlarıyla da tanışma vaktidir artık.Yani cam fanus içine gökyüzü sıkıştırıp yüzmemizi beklerler.Herkes bekler,kimse bir şey yapmaz.Bazı adamlar böyle bu yaşlara gelince kendilerini açıklamak üzerine hayatlar kurar.Ama kendilerine çaktırmadan.Gizlice.Kadınlara,aşklara,saçma sapan bulantılara mahkum bırakırlar kendilerini. Şşt. Başka insanları okumak niyetiyle çıktığı yolculuklardan kendi kitabını yazıp dönen adamlardan söz ediyorum.Pasiflikten.Başkasını anlamak değil de kendini anlatmak için kurarlar muhabbetleri.Konuştukça batsın,battıkça kanasın,kanarsa hayattayım diyebilsinler diye. Kadın başka bir dünyada,adam başka.Zaten çok uzak olan görünmez bir mesafe vardır aralarında.Zaten aslında kimse kimsenin hiçbir şeyini bilmiyordur.Üstüne bir de gözle görülebilen mesafeler dahil olur.ve bir de gerçekler.ve kaldırımların üzerine bırakılan çöp kutularına rağmen yere atılan pislikler.ve bazı dükkanların içinde solunan ağır tükenmişlik kokusu. Şimdi ellerime kitaplar mı kalemler mi yoksa başka bir el mi daha çok yakışır? Çok şey var. Hepsini anlatasım yok. Melis |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|