Sert bir dille etrafındaki her olanağı alaşağı etti insanoğlu.
Bazen kendisine cazip geleni bulamadığından, bazense eskiden kopamamaktan. Zamanda geriye gidildikçe daha az şiddet yanlısı oldu. veya daha az sergiledi bu yanını toplumsal alanlarda. Gün azaldıkça kapalı kutu olan ırk, şimdilerde özgür ruh olarak bilinmeye başladı. Tarihin biraz daha gerisine gidildikçe, gruplaşma gördük kendimiz ve her birimizde. Bu kez daha kibar bir şekilde umursamadık dünyanın geri kalanını. Zamanın başlangıcında ise, şimdi cevabını yana döne aradığımız sorulara tek cevap bizdik. Zaman çizgisi boyunca bir ileri bir geri giderek adım atıp buna gelişmek adını verdik. Artık bu çizgide yürüyen insan sayısı çok arttığı için ve çizgiler yalnızca belli bir taşıma kapasitesinde diye, kendimize 'şimdiki zaman' içinde bir 'geçmiş' yaratmayı uygun bulduk. Çok partili sistem, kalkınma -ya da kalkınmaya çalışma-, iş birlikçi görünüp içten pazarlıkçı olma, modernizmi moda adı altında küçümseme, entelektüel yaşamı optimizmle ayırt edememe ve yamyamlık 21.yy çatısı altında hala devam etmektedir. Misyon ve vizyonumuz, her bireyin özgürlüğünün bittiği yeri birkaç metre daha geriye çekip cm'lik alanlarda kişisel hapishaneler yaratmaktır. Yani zaman geçtikçe, gerilemek ve salaklaşmak kendimize endindiğimiz yegane emeldir. Daha küçük bir ölçekte anlatmak gerekirse, dilediğini dilediği zaman yapma düşüncesini savunan bizler, farkında olmadan kendimize sıfır bir gelecek yaratıyoruz. Anı yaşarken , yaşayacağımız anların ağzına sıçan bir nesil olarak tarihin tekerrürden değil insanoğlunun ego ve bencillikten oluştuğunu resmediyoruz. Hem de bunu içinde milyon tane gezegen bulunan bir uzay boşluğunda, sonsuz bir zaman diliminde ve yerçekimi olmaksızın hepimiz birer ressam sıfatı kazanarak yapabiliyoruz. Yapamadığımız tek şey çoğunluk olarak mutlu olmak. Kendimiz mutlu olacağız diye ne çok insan kırdık ve ne çoğunu kıracağız kim bilir. Ne kötü, tarihi biz yazıyoruz ama tarih bizi sadece metaforik olarak yazabilecek. M.
0 Comments
please tell a story about a girl
who gets away. so in the root, in the center of every idea, we would not only find ourselves but also we would find the truth of non existing understanging.the lack of it i must say. because in the end, there is only your assumptions of the events we've been through.if we look into every thing we faced and read into every word we were told, we would only see one thing.and that is everyting. there is nothing as accepting a person or their idea.there is nothing as truly understanding a human-being.and we all know that but we can't help thinking the otherwise because we really need to be totally accepted.the hardest and the most beautiful thing about being human.i think this makes us unique and this makes all of us alone in some ways. no matter how compatible we are, we don't just change our opinions.we pretend like we do but we do not.nobody can make us change ourselves.we can make it.ourselves can make it.and this is the suffering. in spite of wanting people to complete us, we are not designed to be exact fitting piece of the puzzle. we just brim over. all the time. 1 2 3 4 M. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|