Bir rüya kendi kendine, gece 3te uyanmaya başlıyor.Farkında olduğum bir bulanıklıkta gözlerimi belirgin bir şeylere açabileceğime inanıyorum.Kendine söylediğin şeylere inanabilmen kadar güzel bir şey yok; ama ben artık kendime bile inanamıyor gibiyim.Tüm sokaklar aynı sessizlikle duruyor olduğu yerde.Yıllarca, yollarca ve tonlarca insan geçerken hergün başka bir telaş içinde.En çok habersizce içine çekilmelerden nefret ediyorum.Kafamdaki ses bir şeyleri onaylamıyorsa ne yapmam gerekir?Dinlemek istemiyorum, dinlenmek istiyorum.Öyle yorgun ki uykularım.Yattığım her yer üzerime örtünüyor bütün ağırlığıyla.Derinden aldığım nefeslere tahammülümün kalmadığı kadar acıyor göğsüm.Bir şeyler var ve kelime kelime yazılı duruyorlar kağıtlar üzerinde-de ben sesli okumayı beceremiyorum.İçimdeki ses bile susuyor buna.Ellerimdeki cam kırıklarına baktıkça fark ediyorum;her şey gerçekten de geçip gidiyor.Kimseye güvenmiyorum çünkü evimde hissetmeyi unuttum.Çünkü evde hissetmekten çok özgür hissetmek istiyor herkes.Bir şeylerden serbest kalmak adına sana neler yapabileceklerini zamanla öğreniyorsun.Bir bank üzerine küçük notlar bırakıyorum.Ağlarken üzgün hissetmiyorum kendimi bir tek.Git diyorum veya ben gidiyorum ama bu böyle olmuyor daha fazla.Kendime yaratmaya kalktığım her ihtimaller dünyası tepemde tuzla buz oluyor.Havaya dokunmak istiyorum ve rüzgarın yüzüme soğuk soğuk çarpışına denk geliyorum.Bilmediğim her şeyin altında ezildim.Bildiklerim içime doldu.Herkes bir şeyin sırasının gelmesini beklerken ben artık durmaktan sıkıldığımı fark ediyorum.ve bunca şarkıya, filme, yazıya, kitaba, böyle kötü havalara, içkiye ya da sigaraya hatta eski fotoğraflara çok kızıyorum.Bu kadar gerçek ve bu kadar gerçek olmamaya katlanamıyorum.İnsanın içine dolar da taşmayı beceremez mi hiç kelimeler? Boğuluyor gibiyim.Bir gün akşam 9da kalkıp başka bir yere gitmek istiyorum.Elim cebimde, kafam önümde, ayaklarım birbirine dolanıyor, doğru düzgün cümle bile kuramam ben, artık kendimden başka biri olmayı çok fazla istiyorum.
'En üzücü olay,başkalarını üzmektir.' M.E "Aşk birisinin gece ve gündüz “ sinirlenmeden ” yanında olmak istemek, ayrılınca özlemek ve sadık olabilmektir. Hasret, eğer kavuşulmazsa en güç duygudur. İdeal kadın, hoşnut olan kadındır.Sevinç, hayatı sevmek, geçen yaşanan an ve olaylardan mutluluk duymaktır. İdeal erkek bence Hans- Peter’dir. Hem para kazanmayı, hem ev işini sever. Hem konuşkandır, hem de yardımsever. Üzüntü acı’dır. En üzücü olay, başkalarını üzmektir. Şu an ve hep, deniz kenarı ile güneş ve bahçe isterim." -Tezer Özlü
0 Comments
Gittim.Kendimden, bir şehrin en sessiz semtinden geçip.Kırıkları umursama onlar sadece battığı yeri acıtıyor.İşte burada annemin babamı terk ettiği odada ellerim üşüyor, önceki geceden kalan sigara kül tablasında kendi kendine yanıyor, halının en sağ köşesindeki desende aklım ve duvar dibinde duran bir parça kağıt.Bir kelimeye koskoca vedalar sığıyor.Kendimden uzaklaştıkça ufak bir kız çocuğunun elindeki her şeyi kaybettiğinde gözlerini kırpmadan boşluğa dalışına benziyorum.Çirkinleşiyorum ve bir daha nasıl güzel olunur bilemiyorum.Kırmızı trenlerin geçtiği yerlerden de geçiyorum ama yetmiyor.Madem kırgınlığın rengi siyah, unutmanın da bir rengi olsun.Ellerime umut bulaştıkça ya unutmak oluyorum ya siyah.
bu kadarcık bir çığlıktır sesim benim. M.E Olsun www.youtube.com/watch?v=sXXPgal-BM0 |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|