And I didn’t believe them
When they told me that there Was no saving you. But I olve you. Like loving something that fades away. Loving the smoke itself more than the cigaret. and then chasing after it,running towards and for hours, knowing that you'll never make your way back to me again. still as much as i love you,i hate you at the same time i may look at you, at some point, when you look at someone examine you, make you mine, take you out of the world i have inside and put you right where at you already deserved. -you'd be hanging in the space never touching to the stars never encountering any planets -you'd be cursed, and banned , and abandoned for all the things you have done and not to me.- of course-you'd know the reason for this punishment you get to go through and maybe,for a minute there, you'd be sorry, as in being sorry to lose me as in being sorry to be late to love me back So here i am, with anger and hiding my love very well still, loving you,here i am. But i will not narrow my life down for you. Nor will i feel belittled by the words you threw at my emotions. cynical you just know one thing this is the last thing i'll ever make for you. Melis Erdogan.
1 Comment
Bir odanın içindeyken o an kestiremiyor insan.Gelecek bir tarihte o odayı tasvir edebileceğini, unutmamak için çırpınacağını, hatırlıyorum demek adına kurmaca ayrıntılar ekleyebileceğini kestiremiyor.Oturduğun koltuğa bakan boydan camın kenarlarında ahşap oymalar var.Örümcek ağları ve yıllık tozlar birikmiş oyma içlerine.Duvar boyası yavaş yavaş kalkmış.Kapının olduğu duvarın rengi diğer üç duvarınki kadar mavi değil.Sanki en önce o duvar boyanmış, en önce o eskimiş.Yerinde duramıyorsun ya hani- oturduğun koltuk etrafında gidip geliyor ellerin.Koltuk kumaşındaki sigara yanıklarına denk geliyorsun.Dokunur dokunmaz hatırlıyorsun.O sene yılbaşında, bulanık bir netlikteyken her şey, birinin elinden sigara düştü-başka birtakım yangınlarla.Alev alamayan,sadece kendini yakabilen yangınlar.Ama izi kalan sadece sigara oldu.Ayaklarını vurup durduğun parkenin sol kenarı hafif kalkık.Altına sakladığın,yazılarınla dolu kağıtlar hala orada.Kağıtlardan sarı olanının üstünde leke var.Beyaz olanın gözyaşı.Renginden emin olamadığın son kağıtta sadece kırışıklıklar.Yapmaman gereken şeyleri yaptıktan sonra hiçbir şeyi geriye alma imkanın yok.Bunu bilmediğin zamanlarda büyük ve anlamsız bir heyecanla adım atıp geriliyordun.Gözlerini diktiğin şu boşlukta balonlar patladı.İki kadın o boşlukta büyüdü bir gecede.Orda hayaller kurdu ve orada yıktı aynı hayalleri.Birbirinden en çok 2 saat uzaklıktaydı bu hayaller.Kahramanı olan insanların fiziksel uzaklığı da duygusal uzaklıklarının yanında hiç kalıyordu.Her balon patlayışında, birkaç dakika daha yaklaşıldı bir daha asla yakın olmama'ya.Ellerini tutup kaldırabileceğin insanlara bakarken çaresiz hissetmek nedir? Tepende asılı avize bile sana bundan bahsedebilir.Bu ve buna benzer odalara sıkışıp kalıyordunuz.O zamanlar umrunuzda da değildi.Zaman geçtikçe yürüdüğün yolda azaldığını fark ettin.Sana inanmayanlar koşup da gitti,inanıp söylemeyenler bağırarak,senin gibi olanlar da yoktan sebebe.Sanki hırkan kapı kolunun kırık tahtasına takılmış sen tam odadan çıkmaya çalışırken.Sanki bir şeyler seni tutmuş ama o bir şeyler asla istediğin şey olamamış.Arkana bakakalmışsın.Şaşkınsın.Başaramayanlardansın,babasının ölümünü aşamayanlardan.Eski eşyalara anlam yüklemiş olanlardansın, aklına geldikçe için sızlar.Sevenlerdensin.Bir kere.ve hep.Anlamıyorsun bu nasıl bir oda ve neden buraya giren çıkanın hiçbir fikri yok kitaplığın üzerindeki yorgunluktan.Neden göremiyorlar aynadaki acıyan geçmişi.Bahçedeki ağaç altlarında unutulmuş sözleri.Üstüne giydiğin tişörtün çok senesi var,o senelerin sayısız yaşanmışlığı.Nasıl olur da göremezler bir bez parçasının bu kadar bağlayıcı olduğunu.Hem de düğüm atmadan.Gözünü kapasan da, hatta kulaklarını, hatta geçmişini, geçirdiğin zamanların hepsini ve söylediğin cümleleri, kendinden vermeye heves ettiğin hediyeler yerinde açtığın yaraları, kapatamıyorsun dünyadaki tüm ışıkları. Her şey net. Her şey bulanık. Her şey sarı ve beyaz. Göz yoruyor. Gönül yoruyor. İnsanlar neden insanları bu kadar acıtıyor? Melis Erdogan Bu böyle edebi edebi giderken bir yandan da gerçekçi anlatımlara atılayım dedim;
Burda da yazıyorum. Dotsofcareer.com Gezdiğim yerlerle ilgili yardımı dokunabilecek ufak tefek şeyler.Umarım işe yarardır ve keyfini çıkararak okursunuz! Yazı 1: Work and Travel'a dair kapsamlı bir tecrübe yazısı, Link |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|